Bilge Dede, Akça Dede Vs. Masalları

HAŞARI OĞLAN

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ülkelerden bir ülkede, denizlerden bir deniz varmış. Kışın dalgalarının üstünden beyaz köpükler eksik olmaz, gürültüsü ta uzaklardan duyulurmuş. Ama siz bir de yazın görün bu gürültücü, azgın denizi. O zaman uslu bir çocuk gibi olurmuş. nazlı nazlı kıyılardaki kumlarda oynaşır, dalgaların şıpırtısı insanlara ninni gibi gelirmiş. Tabii herkes denize…

ÇÖREKÇİ NİNENİN SORUNU

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil ormanlardan birinde, kırmızı kiremitli evleriyle bir dağ köyü varmış. Bir masal ülkesini andırırmış bu dağ köyü. İnsanların yüzünden sağlık fışkırırmış. Hepsi birbirini sever, kimse kötülük düşünmezmiş öteki hakkında. Bunda bilge dedenin de payı büyükmüş. Çünkü dağ köyünü bu sağduyu sahibi iyi yürekli, bilgili, eğriye eğri, doğruya doğru diyen…

AKÇA DEDE, PAKÇA NİNE VE ÜÇ HIRSIZ

Masalallar ya “Evvel zaman için, kalbur saman içinde” diye başlar, ya “Bir varmış, bir yokmuş” diye. Bu masalımızda bütün hepsi gibi başlıyor ama, bakın sonunda neler oluyor, neler bitiyor. Evvel zaman içindeyken, kalbur saman içindeyken, ülkelerden bir ülkede, köylerden bir köyde, akça dede derler bir dede yaşarmış. Saçı sakalı kadar yüreği de ak bir kişi…

İYİLİK EDEN İYİLİK BULUR

Yeryüzündeki kocaman kocaman dalgalı denizlerden birinde minicik bir ada varmış. İşte bu yemyeşil adada annesinin babasının sarıoğlan diye çağırdığı sevimli mi sevimli bir çocuk yaşarmış. Adından da belli ya sarıoğlanın, başak sarısı saçları, deniz mavisi gözleri varmış. Ama onu, çevresindeki herkese, ormandaki bütün hayvanlara sevdiren ne sarı saçları, ne de kocaman kocaman mavi gözleriymiş. Sarıoğlan…

AKÇA DEDENİN KİBRİT KUTUSU

Bir zamanlar, ülkelerin birinde sevimli mi sevimli, al al yanaklı, ak pak saçlı bir dede yaşarmış. Herkes ona Akça dede dediği için, dedecik bile kendi adını neredeyse unutacakmış. İşte bu akça dedeye yaş günün bütün köy halkı birleşip, güzel, pırıl pırıl bir çakmak almışlar. Sonra da elindeki kibrit kutusunu alıp, “Artık bu kibritlere gerek kalmadı”…

KINALI KIZLA KÜSTÜM OTU

Evvel zaman içindeyken, kalbur saman içindeyken, sevimli mi sevimli bir kız yaşarmış. Yanakları, minicik burnu çillerle kaplı, saçları da kına yakılmış gibi kızılımsı kestane rengindeymiş. Onun için herkes onu KINALI KIZ diye çağırırmış. Meğerki konusu komşusu, anası babası öyle diyor, biz niye demeyelim? Evet, bu kınalı kız sevimli olmasına sevimli, güzel olmasına güzelmiş ama, çok…

EL PİSLENMEDEN AĞIZ ŞEKERLENMEZ

Çok çok eskiden, ülkelerden bir ülkede, “tembel oğlan” derler bir oğlancık yaşarmış. İşi gücü yan gelip yatmak, gününü gün etmekmiş bu tembel oğlanın. En çok sevdiği şey de şekermiş. Günboyu bir ağacın gölgesine oturur “tıkır tıkır” şeker yermiş. Önceleri anasıyla babası “Daha küçük, hele bir büyüsün bu tembelliğini atar” diyorlarmış. Ama yıllar geçtikçe, tembel oğlanın…