BOYALI HANIM KELEBEĞİ

Çok çok eskiden bir ayçiçeği tarlası varmış. Ayçiçeğini hepiniz bilirsiniz değil mi çocuklar. Sapsarı, kocaman çiçek açan, güneş yer değiştirdikçe başlarını ona doğru çeviren, güneşe hayran olan bu çiçeklerin bir adı da bu yüzden “günebakan”dır.

İşte sözünü ettiğim bu ayçiçeği tarlasındaki çiçeklerin birine bir gün selamsız sabahsız bir tırtıl gelip yerleşmiş. Yine konuksever iyi yürekli ayçiçeği, kendisinden izin almamasına karşın tırtıla tatlı bir sesle, “Günaydın tırtıl kardeş. Çiçeğime hoşgeldin” diye seslenmiş. Ama tırtıl, kırıta kırıta, tepeden baka baka, “Tırtıl mı dediniz. Bu ne terbiyesizlik böyle. Karşınızda, zarif bir kelebek adayı duruyor. Çiçeğinize şeref verdiğim için bana teşekkür edin ve bir daha da beni rahatsız etmeyin anlaşıldı mı?” deyince, zavallı ayçiçeğinin şaşkınlıktan çiçekleri kocaman kocaman açılmış. Hiç sesini çıkarmadan kendini beğenmiş kelebek adayı tırtılın yaptıklarını izlemeye başlamış. Ama bir ara yine dayanamayıp, “Şey kuzum söyler misiniz adınız nedir?” diye sormuş. Tırtıl rahatsız edildiği için sinirlenmiş gibi yapıp, şımarık bir sesle, “Adım hanım kelebeği. Ama lütfen susun artık. Görüyorsunuz ya işim var. Kendime geceipekten bir çadır yapıyorum. Her hanım gibi öyle hassasım ki gecenin soğuğundan donabilirim” demiş. Sonra yine işine devam etmiş. Güneş batarken de ipek çadırının içine girmiş. Ertesi gün, daha ertesi gün tırtıldan hiç ses seda çıkmamış. Ayçiçeği onun ipek çadırı içinde ne yaptığını merak eder olmuş. Öyle ya, ya hastalanmışsa, ya yardıma ihtiyacı varsa. İyi yürekli ayçiçeği bütün tepeden tepeden konuşmalarına karşın, yine de tartılı düşünmeden edemiyormuş işte.

Bir sabah uyanınca, yine her zamanki gibi tırtılın bulunduğu ipek çadıra bakmış. Ama bir de ne görsün? İpek çadır yırtılmış, üstünde de bir kelebek oturmuyor mu? Hem de ne kelebek. . . Sarı turuncu renkli kanatlarının üstü siyah beneklerle süslü, güzel mi güzel, boyalı mı boyalı bir kelebek. Ayçiçeği göz alıcı renklerl e boyalı bu kelebeği görünce “Merhaba. Acaba, üstünde oturduğunuz çadırın içindeki tırtılı gördünüz mü?” diye merakla sormuş. Oyalı boyalı kelebek, “Ne kadar aptal bir çiçeksin sen. O tırtıl benim. Sana daha önce de bir kelebek adayı olduğumu söylemiştim. Bundan sonra bana hanım kelebeği diyeceksin anlaşıldı mı?” demiş. Sonra da yeniden boyanmaya süslenmeye devam etmiş. Ayçiçeği, hanım kelebeğinin günboyu hiç bir yere uçmadan süslenmesine şaşmış kalmış. Sonunda dayanamayıp, “Senin adın BOYALI HANIM KELEBEĞİ olmalı. Kuzum sen ne biçim kelebeksin. Boyanmaktan başka işin yok mu?” diye sormuş. Ama yanıt bile alamamış. Boyalı hanım kelebeği kendini öyle beğeniyormuş ki, onca zaman kendisini konuk eden ayçiçeğine yanıt vermeyi bile kendisine yakıştıramıyormuş.

Ertesi gün, boyalı hanım kelebeği, ayçiçeğine, “Ben artık layık olduğum çiçeklere gidiyorum. Benim gibi güzel bir hanımın yeri, onların üstüdür” demiş, arkasına bile bakmadan uçmuş gitmiş. Ne kadar uçmuş ne kadar gitmiş, orasının bilmem. Çünkü boyalı hanım kelebeği hiç bir çiçeği beğenmiyor, kendisine layık görmüyormuş ki. . Sonra çiçeklerin hiçbiri de ona öyle olağanüstü bir ilgi göstermiyormuş. Hatta, “Ne kadar da kendini beğenmiş, boyalı bir kelebek” diyenler bile oluyoroluyormuş. Bu da boyalı hanım kelebeğini çileden çıkarıyormuş tabii. Çünkü o çiçeklerin kendini yalvar yakar çağıracaklarını sanıyormuş. İşte o yüzden de güzel mi güzel bir çiçeğin “Ey kelebekler kraliçesi, çiçeklerime şeref vermez misin?” diye seslendiğini duyunca mutlu olmuş. Önünü ardını hiç düşünmeden çiçeğe doğru uçmuş. Tam çiçeğe konacağı sırada, ağaçtan bir yaprak düşüvermemiş mi? O anda da çiçeğin yaprakları hemen kapanıvermiş. Boyalı hanım kelebeğinin de ağzı bir karış açık kalmış tabii. Öyle ya çiçeğe konsaymış, demekki çiçeğin yaprakları, üstüne kapanıverecek, o da içinde kapalı kalacakmış. İçi korkuyla titremiş. Ağaç onun bu halini görünce “Ucuz atlattın kelebek kardeş” demiş. ” Bu çiçek, böcek kapan çiçeğidir. Güzel sözlere kanan, kendini beğenmiş kelebeklerle böcekleri, tuzağa düşürerek yaşar”. Boyalı hanım kelebeği bu sözler karşısında utancından kıpkırmızı kesilmiş. Ağaç hayatını kurtardığı için teşekkür edip hızla oradan uzaklaşmış. Ertesi gün de bütün kelebekler gibi çiçekten çiçeğe konarak çiçek tozlarını taşımış. Onların bu yollar çoğalmalarına yardım etmiş.