CANKURTARAN ARABASI İLE MOTORU

Bir zamanlar bir araba motoru varmış. Öteki motorlar gibi fabrikasa bir arabaya takılmayı bekliyormuş. Ama öteki motorlardan bir farkı varmış. Kendisini çok beğenir, “Biliyorum hepimiz motoruz. Ama ben son model bir motorum. Geçen gün usta söylerken duydum. Hem hepinizden daha güçlü, hem de dayanıklıymışım. Sanıyorum en güzel arabaya beni takarlar” demiş. Kendini beğenmiş araba motoru, bu sözleri sık sık tekrar eder, sonra düşler kurmaya başlarmış. Çoğu kez kendisini kocaman, kuyruklu bir arabada çalışırken düşünürmüş.

Günlerden bir gün kendini beğenmiş motoru yerinden almışlar. Kendini beğenmiş motor sevinçle, “Yaşasın. Beklediğim an geldi. Biraz sonra, güzel mi güzel, pırıl pırıl, kocaman bir arabada olacağım” diye bağırmış. Ama kendisini alan usta beyaz boyalı, hiç de görünüşü göz kamaştırıcı olmayan bir arabaya doğru götürünce, bütün neşesi kaçmış. “Neee! ! Yoksa benim gibi üstün yetenekleri olan bir motoru, bu garip arabaya mı takacaklar” diye bağırmış. Bağırmış ama tabii sesini duyan olmamış. Usta o beyaz arabaya takmış onu. Motor üzüntüsünden, öfkesinden ne yapacağını şaşırmış. O öfkeyle de takıldığı arabaya bağırmış. “Ne biçim şeysin sen. Buraya takılmaktansa ömrüm boyunca fabrikada kalmaya razıyım” demiş. Beyaz araba, onun bu sözlerini şaşkın şaşkın dinlemiş. Sonra da, “Herhalde çok iyi bir motor olmalısın. Çünkü benim gibi cankurtaran arabalarına, her zaman, en iyi motoru takarlar. Motorlarda benimle birlikte olmak için can atarlar” demiş Bu kez de kendini beğenmiş motor şaşmış kalmış bu sözlere. “Güzel kocaman kuyruklu, pırıl pırıl arabalar dururken senin motorun mu olmak istiyorlar? İşte buna dünyada inanmam” diye diretmiş. Cankurtaran arabası, bakmış ki, motoru inandırmaya çalışmak zor, susmuş. Sonra da her şeyi tamam olunca atölyeden çıkmış, hastahanenin önünüdeki yerini almış. Bu süre içinde, sabırla motorun yakınmalarını dinlemiş. Ama aradan daha bir iki saat ya geçmiş ya geçmemiş,şoförü koşarak yanına gelip, içine binince hızla ileriye atılmış. Kendini beğenmiş motor önce isteksiz isteksiz çalışmış. Ama cankurtaran arabası “Çabuk ol. Yardım isteyen bir yaralı var. Onu zamanında hastahaneye götürmemiz gerek” diye bağırınca bütün gücüyle çalışmaya başlamış. Bir yandan da, “Yaralıyı hastahaneye mi götüreceğiz. Aman tanrım! Ya zamanında götüremezsek” diye söyleniyormuş. Cankurtaran arabası gelirken, bütün arabalar yana çekiliyor, trafik polisi hemen ona yol açıyor, hatta kırmızı ışıkta bile geçmesi için işaret veriyormuş. Kendini beğenmiş motor bütün bu olanları şaşkınlıkla seyrediyor, “Meğerse bu cankurtaran arabası ne değerliymiş. Herkes ona yol veriyor” diyormuş. Hele kaza olan yere geldiklerinde insanların gösterdikleri sevgi görülecek şeymiş. Ama kendini beğenmiş motorun bunu düşünecek hali yokmuş ki. . Bir an önce yaralıyı hastahaneye ulaştırmak istiyormuş. Yaralı arabaya konur konmaz, son hızla ileriye atılmış. Hastahaneye ulaştığında soluk soluğaymış. Ama hiç bindan yakınmamış. Biri iki saat ne cankurtaran arabası, ne de motor konuşabilmiş. Ama şoförün arkadaşına, “Getirdiğimiz yaralı kurtuldu” dediğini işitince, her ikisinin de içi sevinçle dolmuş. İkisi birden “Yaşasın” diye bağırmış. Kendini beğenmiş motor, o zaman cankurtaran arabasına, “Seninle birlikte olduğumu için çok mutluyum, cankurtaran arabası. Başkalarına yardım etmek, onların sevgisini, saygısını kazanmak dünyanın en güzel arabasının motoru olmaktan çok daha mutluluk verici” demiş. . . O günden sonra da hiç halinden yakınmamış.