ELEKTRİK SÜPÜRGESİ

Bu masalım, öyle çok eskilerde geçmiyor. Çünkü masalımdaki evde, belki de içinizden biri oturuyordur şimdi. Hani köşe başındaki apartman var ya. Hah, işte onun üçüncü katındaki dairede, kırmızı bir halı varmış. İlk alındığı gün pırıl pırılmış tüyleri. Ama günler aylar geçtikçe o pırıltısı azaldıkça azalmış. Çünkü tüylerinin arasına giren tozları süpürge bütün iyi niyetine karşın bir türlü çıkaramıyormuş. Hoş tozdan yakınan, yalnız halı da değilmiş. Koltuklar da, aralara giren tozlardan dolayı çok rahatsızmış. Hele kitaplar ve kitaplık, “Siz yine rahat sayılırsınız. Üstten de olsa biraz süpürülüyorsunuz. Ya biz ne yapalım? Süpürge ne kitapları temizleyebiliyor, ne de kitaplığın altına girebiliyor” diyorlarmış. Ama zavallı süpürgenin elinden geleni yaptığını bildiklerinden onu üzmemek için genellikle bu tasalarını içlerine atıyorlarmış.

Günlerden bir gün, salondaki kırmızı halı, kitaplık, koltuklar garip bir sesle irkilmişler. Sanki yer yerinden oynuyormuş gibi gelmiş hepsine. Çünkü böyle bir sesi hiçbiri daha önce duymamışmış. Hele sahipleri elinde o gürültüyü çıkaran canavarla salona girince, hepsi de korkudan ne yapacaklarını şaşırmışlar. Koltuklardan biri, “Aman tanrım ne korkunç bir canavar. Arkasından uzanan şu upuzun siyah şey kuyruğu olmalı” diye bağırmış. Kitaplık, “Ya ağzına ne demeli. Doğrusu sahibimiz çok yürekli. Baksanıza nasıl da boynuzundan tutmuş. Bu tek boynuzlu bir canavar” diye korkuyla kekelemiş. Ama en fazla korkan kırmızı halıymış. Çünkü canavar hırlıya hırlıya kendisine doğru geliyormuş. Bunu gören sandalyelerden biri, “Korkma halı karrdeş. Bu pis canavardan seni kurtaracağım” deyip kendisini yere atmış. Ama sahibi çabuk davranıp onu tutmuş. Ve boynuzlu, yılan kuyruklu canavar kırmızı halının üstünde gezinmeye başlamış. Bütün eşyalar sevgili arkadaşlarının başına gelecekleri görmemek için gözlerini yummuşlar. Bir yandan da “Defol git, kötü yürekli canavar” diye bağırışıyorlarmış.

Ama bağırışmalarına biraz ara verince, bir de ne duysunlar. Kırmızı halı kıkır kıkır gülmüyor mu?”Oh ne güzel. Tertemiz oldum” demiyor mu? Hep birden gözlerini açmışlar, şaşkın şaşkın kırmızı halıya bakakalmışlar. Gerçekten de gülen kırmızı halıymış. Üstelik de, ilk alındığı günkü gibi pırıl pırıl parlıyormuş. Kırmızı halı onların şaşkın şaşkın baktığını görünce neşeyle gülmüş “Bilseniz ne kadar hafif hissediyorum kendimi. Elektrik süpürgesi kardeş, bütün tozlarımı yuttu. İnanmayacaksınız ama şu anda tek bir toz tanesi yok üstümde” demiş. Koltuk, “Elektrik süpürgesi mi?! Bu canavarın adı elektrik süpürgesi mi?” diye sorunca kırmızı halı, “Siz bağırışırken, o bana kendisini tanıttı, korkmamamı söyledi. O canavar değil, makineymiş. Şu uzun kuyruğu var ya, işte oradan elektrik akımı geliyormuş ve onu çalıştırıyormuş. O da bütün tozları yutup torbasına topluyormuş. Siz ona ‘Canavar çekil git’ dedikçe öyle üzüldü ki, neredeyse ağlayacaktı” deyince, salondaki eşyaların hepsi biraz utanarak, elektrik süpürgesine bakmışlar. Ama onun hırıltısını duyunca yine de biraz korkmuşlar. Kendisini ilk toplayan koltuk olmuş. “Şey. . Elektrik süpürgesi kardeş. Acaba rica etsem benim kıvrımlarım arasındaki tozları da alır mısın?” diye fısıldamış.

Elektrik süpürgesi bu çağrıyı duyar da durur mu hiç? Hemen ucuna yeni bir parça takıp, koltuğun üstüne sıçramış. Bir iki dakika sonra da “Nasıl rahatladın mı?” diye sormuş koltuğa. Öteki eşyalar, bir pırıl pırıl olan koltuğa, bir elektrik süpürgesine bakmışlar. Artık hiçbiri elektrik süpürgesini çirkin, korkunç bir canavar olarak görmüyormuş. Bütün salon tertemiz olunca kırmızı halı, utancından daha da kızararak elektrik süpürgesinden, davranışlarından ötürü özür dilemiş, “Bir daha iyice tanımadan, dış görünüşüne bakarak hiç bir şeyden korkmayacağız. Onu kötülemeyeceğiz. Bizi bağışla” demiş. O günden sonra elektrik süpürgesinin sesini uzaktan duyan eşyalar korkmak şöyle dursun, sevinçlerinden ne yapacaklarını şaşırır olmuşlar.