SÜPÜRGE BALIĞI

Bir zamanlar şipşirin bir ev, evde de şipşirin bir akvaryum varmış. İçindeki balıkların güzelliğini bir gören bir daha unutamazmış. Aralarında yalnızca bir balık varmış çirkin olan o kadar. Akvaryumun sahibi onu çoktan atarmış atmasına ama, küçük kızını kıramıyormuş işte. Küçük kız da balığın çirkin olduğunu görüyormuş, görüyormuş ama, onun yalvarır gibi bakmasına, öteki güzel balıklarca küçümsenmesine de dayanamıyormuş işte. Bu balığın rengi kirli siyahmış. Üstünde de koyu yeşil çizgiler varmış. Üstüne üstlük ağzı tıpkı bir huniyi andırıyormuş. Ağzının üstü de altı da upuzun tüylüymüş. Çirkin balık da bilirmiş çirkin olduğunu. O güzelim balıkların yanında daha da bir çirkin göründüğünü. Ama ne yapsın? Tek şaştığı, neden akvaryum balığı olduğuymuş. “Akvaryum balıkları güzel olur. . Bense çirkinim” diye düşünüyormuş.

Çirkin balık ilk önceleri güzel balıkların, burunları havada kırıta kırıta yüzmelerine, alaylı sözlerine çok üzülüyormuş. Akvaryumun bir köşesine çekilip için için ağlıyormuş. Ama aradan bir kaç gün geçince şaşırıp kalmış. Çünkü güzel balıklar güzelliklerinden başka birşey düşünmüyorlar; yemek artıklarını, filan temizlemeyi hiç mi hiç akıllarına getirmiyorlarmış. Hepsi de kendisini en güzel gördüğü için “Ben akvaryumun kraliçesiyim. Temizlik işini yapacak değilim herhalde” deyip kestirip atıyorlarmış. Oysa akvaryum kirlenince güzelliklerini kimse göremiyormuş ki. . Çirkin balık, güzel balıkların bunu nasıl düşünmediklerini bir türlü anlayamıyormuş. “Galiba bunlar yalnız tembel, pis değil; akılsız da. ” diyormuş kendi kendine. Gerçekten de onların pisliklerinden su hemen bulanıyor, dışarıdan hiç biri görünmüyormuş. Sahipleri her an suyu değiştiremezmiş ya. Biraz da onlara iş düşüyormuş. Ama gelin görün ki, güzel balıkların çalışmaya, akvaryumu temiz tutmaya hiç mi hiç niyetleri yokmuş. Çirkin balık bakmış olacak gibi değil hemen işe koyulmuş. Ağzının üstündeki tüyleri süpürge gibi kullanıp etrafı süpürmüş. Sonra da ağzının alt tarafındaki tüyleri kürek yapıp, huni şeklindeki ağzına bütün kırıntıları toplamış, toplamış; gidip akvaryumun bir kenarına yığmış. Su birden pırıl pırıl olmuş. Ama camlar hala kirliymiş. Durur mu camları da yine tüylerini kullanarak bir güzel parlatmış.

O böyle harıl harıl çalışırken, akvaryumun sahibiyle küçük kızı da onu izliyormuş. Tabii şaşkınlıktan ikisinin de ağzı bir karış açıkmış. Küçük kız, “Babacığım gördün mü, ne çalışkan bir balık o. Bütün akvaryumu silip süpürdü. Bundan sonra ona ‘çirkin balık’ demek yok. Adı SÜPÜRGE BALIĞI oldu çünkü” diye bağırmış. Balık da duymuş bunu. Sevinçten akvaryumun çevresinde fır dönmeye başlamış. Hele hele küçük kızın babası da “Gerçekten çalışkan bir balık. İnanır mısın gözüme artık çirkin görünmüyor. Hatta güzel bile. Eğer o olamasaydı suyu sürekli kirlettikleri için bütün balıkları atacaktım. Su değiştirmekten canım çıkmıştı çünkü. Süpürge balığı benim yardımcım olacak artık” deyince, dünyalar süpürge balığının olmuş. Evinizde akvaryum varsa, dikkatlice bakın çocuklar. Eğer dibe yakın yüzen, uzun tüyleriyle kumları, camı temizleyen huni ağızlı bir balık görürseniz bini ki o süpürge balığıdır.