BOZUK TAŞITLARI ÇEKME ARACI İLE YÜK KAMYONU

Tepeleri bulutlara değen büyük büyük gökdelenlerin bulunduğu büyük kentlerden birinde, burnu kaf dağında bir yük kamyonu varmış. Bu yük kamyonu günboyu ve hatta geceleri bile oradan oraya yük taşırmış. Her önüne gelene “Ben çalışkanım” dermiş. Doğru söze ne denir? Gerçekten de bu yük kamyonu çok çalışkanmış. Ama bu doğru sözlülüğünün yanında bir de eğri yanı varmış. Yük kamyonu, kendisinden başkalarını beğenmez ve onları çok değersiz görürmüş. Hele kendi konakladığı garajdaki bozuk taşıtları çekme aracına söylemediği kötü sözü bırakmazmış.

“Hıh bozuk taşıtları çekme aracıymış. Sen hep bizim kötülüğümüzü istiyorsun değil mi? Bozulalım da sana iş çıksın istiyorsun. Yok yok. . . İş çıkmazsa daha çok sevinirsen sen, çünkü o zaman yan gelir yatarsın bütün gün. Ama ben öyle mi ya? Gündüz demeden, gece demeden durmadan çalışıyorum. Benim kadar çalışkan bir araç daha var mı?” dermiş. Zavallı bozuk taşıtları çekme makinesi, hiç ses çıkarmaz; boynunu büker bir köşeye sinermiş. Kendi kendine, “Bana iş çıkmasın derken, onların iyiliğini düşünüyorum ben. Yoksa tembelliğimden söylemiyorum” diye mırıldanırmış. Günler böylece geçip gitmiş. . Bir gün, sürücülerden biri koşa koşa garajdan içeri girmiş, ötekilere “Yük kamyonlarından biri, büyük bir kaza geçirdi. Kentin tam ana caddesinde bir arabaya çarptı. Trafiği görseniz, arap saçına döndü. ” demiş. Sonra da doğruca bozuk taşıtları çekme aracına atlamış İki dakika sonra olay yerindeymişler. Bozuk taşıtları çekme makinesi bir bakmış ki, kaza geçiren kamyon, her gün onunla alay eden yük kamyonu değil mi? Her şeye karşın çok üzülmüş. Üzüntülü bir sesle, “Geçmiş olsun kardeşim. Yaran ağır değil ya” demiş. . Yük kamyonunun o eski kendi beğenmişliği hiç kalmamışmış çocuklar. . Gözleri yaşlı bozuk taşıtları çekme aracının çengelini arkasına takışlarını izlemiş. Sonra ona seslenmiş : “Ne olur beni çabuk onarım atölyesine götür. . Burada trafiği aksattığım yeter artık. . İki dakika daha yolun ortasında kalırsam, bütün taşıtlar üzerime yürüyecekler. Gözünü seveyim beni bu beladan kurtar. ” İki araç birbirlerine sıkıca bağlandıktan sonra, bozuk taşıtları çekme aracı yürümeye başlamış. Arkasından da yavaş yavaş yük kamyonunu çekiyormuş. Bütün taşıtlar sevinçten kornalarını çalmaya başlamışlar. . Yanlarından geçtikleri her araba, “Çok teşekkür ederiz bozuk taşıtları çekme aracı. . . Sen olmasaydın günboyu buradan kurtulamazdık. Sen hiç dert yüzü görme emi” diyorlarmış. Bu sözleri duydukça yük kamyonu eskiden yaptıklarından iyice utanıyor, kendi kendine “Ah ben ne kadar aptalım. Böylesine iyi bir arkadaşın değerini bilemedim. Onu hep üzdüm, hor gördüm” diyormuş. Onarım atölyesine geldiklerinde de bozuk taşıtları çekme aracından, daha önceki yaptıklarından ötürü özür dilemiş ve yardımlarına da teşekkür etmiş. . Bozuk taşıtları çekme aracı,onu gülümseyerek dinlemiş, sonra da son hız kazaya uğrayan bir başka taşıtı çekmeye koşmuş.

Yük kamyonu ancak günler sonra onarımdan çıkagelmiş. Yine eskisi gibi insanlara yararlıymış ve çalışkanmış. Ama artık burnu kaf dağından değilmiş. Garaja geldiği ilk gün, bozuk taşıtları çekme aracına burnunu dokundurarak yeniden teşekkür etmiş ve oradaki diğer arabalara, “Arkadaşlar bu aracın değedeğerini bilin, o bizim kara günlerimizin dostudur. Çalışmıyor demeyin,sakın ona kötü gözle bakmayın, karşınızda beni bulursunuz” demiş. . Öteki bütün arabalar da, bozuk taşıtları çekme aracının ne kadar değerli olduğunu teker teker dile getirmişler.

Bozuk taşıtları çekme aracı ise, gözleri yaşlı “Hiç önemli değil bunlar arkadaşlar” diyormuş, “isterseniz değerimi bilmeyin ama, tek kaza olmasın. . Bana tembel deyin hiç çalışmayayım, yeterki sizin bir yerinize bir şey olmasın” diye ekliyormuş. Bu içten sözleri bütün arabalar kornalarını çalarak alkışla karşılamışlar. . O günden sonra bütün taşıtlar dostça ve birbirlerine tek bir kötü söz söylemeden, mutluluk içinde birlikte yaşamışlar.