BİR PANEL ÜZERİNE

Sanat Kurumu’nda “Yeni Dönemde TRT” konulu bir panel düzenlendi. Macit Akman’ın, Mahmut Tali Öngören’in, Tayyar Şafak’ın konuşmacı olarak katıldı. Panel sırasında Macit Akman’a ısrarla kendi döneminde TRT’den atılan 101 kişinin atılma gerekçesi soruldu. Akman, “Benim bulunduğum dönemde bunların hiç birinin görev kusuru olmadı. Şikayet gelmedi. Sicillerini inceledim. Çoğunun ödülleri, takdirnameleri vardı. Zaten bunların hepsi de TRT dışında da başarılarını sürdürdüler. Bunların ne yaptığını bilmiyorum. Benim dönemimden evvelki tespitlerden kaynaklanan bir liste vardı. Bu konuda daha fazla konuşamam”.

Olur şey değil. İnsan kulaklarına inanamıyor. Sicillerinin çok iyi olduğunu; görev kusurlarının bulunmadığını; üstelik, TRT dışında da başarılı olduklarını kabul edip, bu insanlardan övgüyle söz edip, sonra da bu insanların atılmalarının altına, genel müdür olarak nasıl imza atılabilir.

Peki ama, Sayın Macit Akman, sizden önce tespitlerden kaynaklandıysa, bu uygulama neden tespit edenler tarih önüne sizi suçlu olarak çıkardılar da, kendileri bu işi yapmadılar? Niye böylesine yanlış, böylesine çirkin ve böylesine yargılanmaya açık bir işi yapmak için, sizin görev başına gelmenizi beklediler. Hiç kendi kendinize sormadınız mı?

Macit Akman, panelde, “Benim dönemimde, herkes canla başla çalıştı. Yayında hiç açık olmadı. Hepsine tek tek teşekkür borçluyum” diye, durup durup şu anda TRT’de çalışanlara teşekkür ve övgüler yağdırdı. Bence de bu övgü ve teşekkürleri hak etmişler. Kolay mı, 101 yayıncının gitmesine rağmen yayını canla başla yürütmek; yayında boşluk bırakmamak.