ELMA ŞEKERİ GİBİ YASA TASARISI

Elma şekerini bilirsiniz. Pek gözalıcı görünüşü vardır. Ama neresinden bakarsanız bakın şekere batırılmış bir elmadır. Sonunda da elinizde kazığı-sopası kalır. Genel Sağlık Sigortası da öyle. Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, bu yasa tasarısını allayıp pullayıp, inanılmaz reklam yaparak hem milletvekillerine ve hem halka satmaya çalışıyor. Cumhuriyet tarihinde hiç bir yasa, TBMM’den çıkmadan, çıkmış gibi gösterilip halka sunulmamıştı. Şıvgın, duyduğumuza göre, bununla da yetinmeyip, doktorları, bu çıkmamış yasanın propagandasını yapmaları için Türkiye’nin her yerine gönderecekmiş. Şimdi diyeceksiniz ki, doktorlar da inanmıyorsa gitmesinler. Haklısınız. Ama siz bir de sürülen, işten uzaklaştırılan doktorları dinleyin.

Neyse, bence olay, hükümetin sağlık alanında önemli işler yaptığı izlenimini yaratarak siyasal yatırım yapmak istemesi. Neden mi? Nedeni şu : Sağlık Bakanı, Genel Sağlık Sigortası’nı gerçekleştirmek için, halktan prim adı altında sağlık vergisi toplayacak. Sosyal Sigortalar Kurumu, 1988 yılında kişi başına 24.000 TL aile başına da 150.000 TL harcamış.

Sayın Şıvgın, sanırım aylık ortalama gelirin 80.000 TL olduğunu biliyorlardır. Geliri geçinmesine bile yetmeyen dar gelirli sayısı 28 milyon kişidir. Bu 28 milyon dar gelirli, gelirinin önemli bir bölümünü sağlık vergisi (primi) olarak nasıl verebilir? Hadi vermeye zorladınız; Sayın Bakan, tüm ülkede, köylere kadar uzanan bir tahsildar örgütü kurdunuz mu? Hayır.

Bazı ülkelerde halktan topladığı vergilerle sağlık bütçesi düzenlenmiyor değil. Düzenleniyor. Ama bu ülkelerde genel bütçeden sağlığa ayrılan pay, yüzde 20-25 dolaylarında. Ya bizde kaç? Yüzde 4,12. Yani Avrupa ülkelerinin beşte birinden az. Bu azıcık bütçeyle varolan hizmet yürütülemezken, bol keseden vaad halka nasıl verilir?

Dünyada sağlık sigortası uygulanan ülkelere baktığımızda, tablo şu : Kişi başına düşen gelir yüksek; gelir dağılımı dengeli; vergi sistemi adaletli; nüfusun çoğu kentlerde oturuyor; eğitim düzeyi yüksek; alt yapısı düzgün; işsizlik oranı çok düşük ya da işsizlik sigortası var; sağlık personeli, hastane ve yatak sayısı, tıbbi cihaz ve ilaç sayısı yeterli ve dengeli dağılmış.

Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, bunların hangisi bizde var? Sayın Bakana bu genel sağlık sigortasının uygulanamayacağını, Türk Tabipleri Birliği bir rapor hazırlayarak bildirmiş. Ama sayın Bakan, itibar etmeyip; Price-Waterhouse firmasına, dünya kadar döviz ödeyip araştırma yaptırmış. Sonuç : Sonuç yine onun istediği gibi değil. Bu yabancı firma da, Türkiye’deki yapı ve maliyet açısından genel sağlık sigortasının yaşamasının zor olduğunu bildirmiş.

Kaldı ki, bunu anlamak için alim olmak da gerekmez. Gelin SSK’dan yararlanan sigortalılara, Bağ-Kur’dan yararlanan bağımsız çalışanlara soralım; sigortalı olmak nasıl bir şeymiş? Verdikleri primlerin karşılığında ne sağlık hizmeti alıyorlar? Cevabı açık, kepçeyle veriyoruz, çay kaşığı ile alamıyoruz.

Ama Sayın Bakan’ın ülke gerçeklerine ve uyarılara aldırdığı yok sanırım; a bize sunduğu elma şekerinin reklamını yapıyor.

Görünen köy kılavuz istemez. Bence bu yasa düpedüz halkın cebine yeni bir elin daha girmesidir. Bizim ülkemizde, devlet peşin olarak vergisini alır. Sağlık hizmetini de peşin olarak satacak. Peki, parasını peşin ödeyen halk, hizmet istediğinde ne olacak? Aman iyi düşünün Sayın Bakan, sessiz atın çiftesi pektir derler. Bizden yazması …