Bitki Masalları

KIRMIZI BALIK İLE SALKIM SÖĞÜT

Çok çok eskiden geçer şimdi anlatacağım masal. O zamanlar bütün söğüt ağaçlarının dalları öteki ağaçlar gibi gökyüzüne doğru uzanırmış. Söğütgiller ailesinin bütün üyeleri gibiymiş yani salkım söğüt de. Başı yukarıdaymış. Ama hepiniz bilirsiniz salkım söğüdün dalları yerlere eğilir, uçları sulara değer. İşte şimdi, söğüdün dallarının neden böyle eğildiğini, sularda neyi aradığını anlatacağım. Sözünü ettiğim o…

SAKIZ AĞACI

Çok çok eskiden ülkelerin birinde ama sanırım Akdeniz kıyısındaki ülkelerin birinde, iki oğlancık yaşarmış. Şimdi, “Akdeniz kıyısındaki ülkelerden birinde yaşadıklarını nereden biliyorsunuz?” diyeceksiniz biliyorum. Haklısınız tabii. Sizlere sakız ağacının öyküsünü anlatacağımı; sakız ağacının da yalnız Akdeniz kıyısında yetiştiğini söylemedim, değil mi? Ama şimdi öğrendiniz işte. Evet, yıllarca önce, ülkelerin birinde, iki oğlancık yaşarmış. Birisinin adı…

SANDAL AĞACI

Sizlere şimdi sandal ağacının masalını anlatacağım. Belki de bir çoğumuz ilk kez duydu sandal ağacının adını. Doğrusunu isterseniz, ninem bu öyküyü anlatmadan önce ben de sandal ağacı diye bir ağacın olduğunu bilmiyordum. Hatta öykü bitince “Sandal ağacı da ne demek? Böyle ağaç yoktur” diye düşündüm ve kitapları açıp baktım. Gerçekten de sandal ağacının olduğunu işte…

AĞAÇ KAVUNU

Çok çok eskiden ülkelerden bir ülkede bir bahçevan yaşarmış. Bahçesinin güzelliği kadar, bahçesindeki bitkilerin çeşitliliğiyle de ün yapmışmış. Bahçevan her ilkbahar, toprağı bir güzel çapalar, gübreler, sonra da sıra sıra tohumlar ekermiş. O yıl da öyle yapmış. Bütün tohumlar yine toprağın altında buluşmaktan dolayı çok mutluymuşlar. Birbirleriyle şakalaşıyor, bir an önce güneşe kavuşabilmek için filizlerini…

MİMOZALAR

Çok ama çok eskiden ülkelerin birinde şirin mi şirin bir çiftlik varmış. Hele sahipleri öyle cici, öyle çalışkanmış ki sormayın. Bahar gelince çoluk çocuk toprağı çapalar, gübreler sonra da şarkılar söyleyerek tohumları yumuşak toprağa serperlermiş. Bu yüzden de tohumlar çok mutluymuş tabii. Yumuşacık verimli toprağı bulur da hangi tohum mutlu olmaz. Üstelik su sorunu da…

İYİ YÜREKLİ KEDİOTU

Bir zamanlar ülkelerden bir ülkede, kedilerden bir kedi yaşarmış. Burnunun üstündeki tüylerden başka bütün tüyleri bembeyaz, pamuk gibiymiş. O yüzden PAMUK koymuşlar adını. Pamuk kedi, zaman zaman, “Ah ne olurdu burnumun üstündeki tüyler de siyah yerine beyaz olsaydı. İşte o zaman tam pamuk olurdu” der dertlenirmiş. Böyle dertli olduğu günlerde başını alır kırlara gidermiş. İşte…

DAĞ ZAMBAKLARI

Bir zamanlar zambaklarla, güllerle, karanfillerle, kısacası renk renk çiçeklerle dolu bir bahçe varmış. Çiçeklerin hepsi lde birbirlerini sever, birbirleri için bir gün bile kötü söz söylemezlermiş. hele hele birbirlerini kıskandıkları hiç mi hiç olmazmış. Çünkü bilirlermiş ki her çiçeğin kendisine özgü bir rengi, bir kokusu vardır; insanlar da hepsini ayrı ayrı sever. Ama yıllardan bir…

MERAKLI FİLBAHRİ

Çok çok eskiden ülkelerden bir ülkede, bahçelerden bir bahçe varmış. Bu bahçe, papatyasından tutun da, gülüne, karanfiline kadar bütün çiçeklerle doluymuş. Çiçekler gün boyu etrafa mis gibi kokular saçar, renkleriyle herkesi büyülerlermiş. Çiçekler yalnız çevrelerini mutlu etmezler, kendi aralarında da iyi geçinir, herkese örnek olurlarmış. Hele düğün çiçekleri o beyaz başlı çiçeklerini sallaya sallaya öyle…

İYİ YÜREKLİ KRALİÇE İLE KÜPE ÇİÇEĞİ

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; bir varmış, bir yokmuş. ne varmış, ne yokmuş onu saymayı başka bir masala bırakalım da, “çok çok eskiden bir ülke varmış” diye başlayalım bu masalımızı anlatmaya. Sözünü ettiğim bu ülkeyi sağduyu sahibi, iyi yürekli, güzel mi güzel bir kraliçe yönetirmiş. Büyüğünden küçüğüne değin herkes severmiş kraliçeyi: “Bizim kraliçemizin üstüne…

SİNEK MANTARLARI

Bir zamanlar, yemyeşil çayırlardan birinde şipşirin kırmızı şapkalı bir mantar yaşarmış. Kırmızı şapkasının üstündeki beyaz benekleriyle mantar hanım gerçekten çayırın en şık bitkilerinden biriymiş. Ama mantar hanımın herkes tarafından sevilmesinin nedeni, yalnızca güzel oluşu değilmiş tabii. Koca çayırda onun kadar güleryüzlü, iyilik sever bir bitki az bulunurmuş. Çayırlık günboyu mantar hanımın neşeli kahkahalarıyla olduğu kadar…